Hemodiyaliz Suları
Hemodiyaliz hastaları bir diyaliz seansında 120-150 litre diyaliz solüsyonuyla karşılaşır.
Diyaliz solüsyonundaki düşük molekül ağırlıklı kirleticiler işlem sırasında kana geçebilir. Hastanın zarar görmesini engellemek için diyaliz solüsyonunun kimyasal ve mikrobiyolojik saflığı sağlanmalıdır. Su ise, şebeke sisteminden sağlanır. Şebeke suyuna ilave edilen bazı maddelerin diyalizatta bulunması hastalara zarar vereceğinden, şebeke suyu diyaliz tedavisinde kullanılmadan önce işlemden geçirilerek hazırlanır. Endotoksin ve parçalarının diyaliz solüsyonundaki düşük düzeylerinin pirojenik reaksiyonlara neden olmasa da uzun vadede kronik inflamatuar cevaba neden olabileceği ortaya çıkmıştır.
Bilimsel çalışmalarda çok saf diyaliz solüsyonu kullanımının inflamasyon göstergelerinin düzeyinin azalmasına, anemi tedavisine yanıtın artmasına, hastanın iyi beslenme göstergelerinde düzelmeye, kalp damar hastalığından etkilenmede azalmaya neden olduğu gösterilmiştir. Yönergenin 11.maddesinin 3. fıkrasının hükmüne göre; “Bakteriyolojik kontroller 3 ayda bir, aynı İl içerisindeki kamuya ait laboratuvarlar ya da özel ruhsatlı laboratuvarlarda yapılmalıdır. Ancak, aynı ilde yapılamadığı durumlarda uygun soğuk zincir koşullarının sağlanması şartıyla başka İlde de yapılabilir. Diyaliz merkezlerinde her gün birçok hasta tedavi gördüğü için kullanılan hemodiyaliz suyunun kimyasal ve mikrobiyolojik yüklerinin kontrol altında tutulması gerekmektedir. Laboratuvarlarımızdaki uygun ekipman ve işinde deneyimli personellerim ile bu testleri gerçekleştiriyoruz.